Gazete Yolculuk
No Result
View All Result
  • Künye
  • Hakkımızda
  • İletişim
Perşembe, Aralık 12, 2019
  • Ana Sayfa
  • Aktüel
  • Politika
  • Emek
  • Üniversite
  • Kadın
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Kültür&Sanat
  • Kent-Ekoloji
  • Bilim
  • Sınıfsal Bakış
  • Blog
    • Enternasyonal Yolculuk
  • Ana Sayfa
  • Aktüel
  • Politika
  • Emek
  • Üniversite
  • Kadın
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Kültür&Sanat
  • Kent-Ekoloji
  • Bilim
  • Sınıfsal Bakış
  • Blog
    • Enternasyonal Yolculuk
No Result
View All Result
Gazete Yolculuk
No Result
View All Result

Aç kursakların ‘mermi’li hikâyesi! – Vedat İlbeyoğlu (*)

17.02.2019 08:36
Aç kursakların ‘mermi’li hikâyesi! – Vedat İlbeyoğlu (*)

Son birkaç yıldır yaşanılan ‘Tek adamcı’ inşa sürecine, geçilmiş seçimlerin sonuçlarının da gösterdiği gibi, ‘yarı yarıya bölünmüş’ bir siyasal harita eşlik etti. “Halkın yüzde ellisini karşısına almış bir iktidar” şeklinde, muhalif bir okumanın konusu edilebilen bu ‘bölünmüşlük’, iktidar için zayıflık değil, bilakis korunması gereken bir ‘vasat’ oldu. Öyle ya da böyle ‘organize’ edilebilen ‘yüzde 50 +1’in yeterli görüldüğü bu durum halen sürmekte…

Döne döne vurgulamakta yarar var; aynı siyasal aktörler, aynı dizilimler, aynı siyasal gündemler, aynı yaklaşımlar vb. aynı sonuçları verecektir. Erdoğan rejiminin en büyük yeteneği de işte bu ‘değişmezliği’, en azından seçimlerde, sağlayabilmesidir. Siyaset oyununu kendi sahasına taşıması, oradaki cephanesini kullanıp kazanmasıdır.

Epey zamandır MHP’yle birlikte kullandığı o sahada birbirine bağlanmış savaş, milliyetçilik, İslamcılık, beka gibi bohçalar var. Bugün bu tabloyu etkileyip değiştirecek dinamikler içeren başat alan ekonomik krizdir. Buradan türeyen tepki ve itirazların siyasal denkleme yansıması halinde, Saray’ın yüzde ellilik ‘vasatını’ bozmak gibi güçlü bir olasılık mevcuttur. Ama sonuçta bu bir olanak ve olasılıktır, gerçeklik haline dönüşmesi ‘kendiliğinden’ olmayacaktır. Muhalif siyaset de bunun için vardır zaten.

***

Ne yapıp edip kriz ve sonuçlarının konuşulmasını engellemeye çalışan Saray rejimi durumun farkında… Krizden bahsetmek adeta yasaklamaya çalışıldı da halkın günlük yaşamda her an sırtında hissettiği bir yükü ‘yokmuş’ gibi saymak pek mümkün olmadı ama. Soğanla başlayıp şimdi domates, biber, patlıcanla süren ‘acı gerçek’ nasıl yok sayılabilir ki?

Önce dâhice açıklamalar yapıldı, “refah seviyeniz arttı da o yüzden et yiyemiyorsunuz” gibi çok sarsıcı bir gerçek hatırlatıldı mesela! Tutmadı elbette. Elde kaldı malum hikâye: “Harici ve dahili düşmanlara karşı devletin ve milletin bekası için gerekirse aç kalmak…” Krize dair anlatılabilecek tek hikâye buydu!

***

‘En üst akıl’ tarafından söylenmiş, “Domates, biber, patlıcanı değil, bir merminin fiyatı kaç para, bunu konuşun” sözleri çok çarpıcı bir itiraf aslında.

Mermi (savaş) politikasının gerçek içeriği bu kadar yalın anlatılabilir mi? Farklı boyutlarıyla bu kadar özlü bir teşhir daha nasıl yapılabilir ki?

Neymiş? Ne kadar çok mermi, o kadar çok açlık, o kadar aç kursaklar!

Cebi boşaltılmış yurdum insanının aklı ve algıları boş bırakılmamakta, hamasetle doldurulmaktadır! Ekonomik gerçek, ‘beka’ siyasetinin çarkında tersine dönüştürülüp tedavüle sokulmakta, “Devletin bekası” söz konusuyken, açlığa, yoksulluğa katlanmak gerekmektedir!

***

Krizin insanlardan çaldıklarını öteleyen, görünmez kılan bu ‘beka’ klişesini bütünlüklü olarak tartışmayan bir ‘muhalefetin’, başarılı olması mümkün müdür peki? Sadece krizi konuşmak yeter mi? İktidarın krize karşı oluşturduğu ideolojik-politik ‘beka’ dalgakıranıyla cebelleşmeyen, ‘savaş’ siyasetinin derin tuzağını sorun yapmayan bir yaklaşımın ne ölçüde muhalif olacağı tartışmaya açık değil midir?

Neden domates ve soğanı değil de Minbiç’te harcanan mermi fiyatlarını konuşalım?

Mermi fiyatlarını “silahlanalım” diyen Sedat Peker türü düşünsün, bize insani ve barışçı bir yaşam lazım!..

Mermiyi değil insanı düşünün!..

Tam da iktidarın öngördüğü gibi, bazı şeyleri itinayla teğet geçen, sormayan, konuşmaya cesaret edemeyen bir ‘muhalefet’ iddiasının, aç kursakların anlattığı acı gerçekliği siyaseten ne ölçüde kuşatacağı şüphelidir. Belki bir parça oylarını alırsın ama kazanamazsın!

Muhalefet için adeta ‘mayınlı alan’ haline getirilmiş “Beka” tezgahını es geçen, üç beş tanzim satış noktasındaki kuyruklara bakıp, “bu tablo iktidarın çöküşüdür” okuması yapmakla yetinen, yeri geldiğinde o kuyruklardaki yoksullara öfkelenen ‘steril’ muhalifin payına ne düşer acaba?

Umalım ki bir kez daha hayalkırıklığı ve hüsran olmasın!

(*) Bu yazı ilk kez 17.02.2019 tarihinde Evrensel Gazetesi’nde yayımlanmıştır
Etiketler: ekonomipazartanzim satışvedat ilbeyoğluyolculuk derleme

İlgili Gönderiler

İşsizlik fonu AKP yağmasında: işsizlere yüzde 27 ödenek, patronlara yüzde 43 destek
Yolculuk Derleme

“Ulusal istihdam stratejisi” nasıl yenileniyor? – Erkan Aydoğanoğlu (*)

12.12.2019 10:15
Bana her şey 90’ları hatırlatıyor – İnci Hekimoğlu (*)
Yolculuk Derleme

Bana her şey 90’ları hatırlatıyor – İnci Hekimoğlu (*)

12.12.2019 09:57

Güncel Haberler

Melih Gökçek’in usulsüzlükleri bitmiyor: Başkanlık sürecinde kendisine masör tutmuş!

Çorum’da bir öğrenci yurdunda 103 öğrenci karbonmonoksitten zehirlendi

Sudan’dan tarım ürünleri ve at, eşek eti ithal edilecek

Melik Gökçek döneminde AKP’li vekilin eşi 337 milyonluk ihale almış!

ABD Merkez Bankası faiz kararını açıkladı

“Ulusal istihdam stratejisi” nasıl yenileniyor? – Erkan Aydoğanoğlu (*)

Bana her şey 90’ları hatırlatıyor – İnci Hekimoğlu (*)

Akdeniz’de 4.8 büyüklüğünde deprem

Konkordatoda yapılan yeni düzenleme Resmi Gazete’de yayımlandı

Kürt yakasındaki eller – Fehim Taştekin (*)

Yolculuk Derleme

İşsizlik fonu AKP yağmasında: işsizlere yüzde 27 ödenek, patronlara yüzde 43 destek

“Ulusal istihdam stratejisi” nasıl yenileniyor? – Erkan Aydoğanoğlu (*)

12.12.2019 10:15

Bana her şey 90’ları hatırlatıyor – İnci Hekimoğlu (*)

Kürt yakasındaki eller – Fehim Taştekin (*)

40 yıllık ‘Yeni Türkiye’: AKP’nin arazi kavgası – Hakkı Özdal (*)

Kürtlerle Şam nereye? – Musa Özuğurlu (*)

Amerikan-İran kapışmasından Irak’a düşen – Fehim Taştekin (*)

‘Suçlu sensin’ – İnci Hekimoğlu (*)

Twitter devrimi bitti mi? – Emre Tansu Keten (*)

Erbane çalan adam – Özer Akdemir (*)

(C)ezaevi ve(ya) sağlık – Osman Elbek (*)

Gazete Yolculuk

© 2017 Yolculuk
Bu site Adali Labs tarafından tasarlanmıştır

Sayfalar

  • Künye
  • Hakkımızda
  • İletişim

bizi takip edin

No Result
View All Result
  • Aktüel
  • Dünya
  • Üniversite
  • Politika
  • Emek
  • Kadın
  • Kent-Ekoloji
  • Kültür&Sanat
  • Bilim
  • Sınıfsal Bakış
  • Yazarlar

© 2017 Yolculuk
Bu site Adali Labs tarafından tasarlanmıştır

kartal escort istanbul escort