Gazete Yolculuk
No Result
View All Result
  • Künye
  • Hakkımızda
  • İletişim
Cumartesi, Aralık 14, 2019
  • Ana Sayfa
  • Aktüel
  • Politika
  • Emek
  • Üniversite
  • Kadın
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Kültür&Sanat
  • Kent-Ekoloji
  • Bilim
  • Sınıfsal Bakış
  • Blog
    • Enternasyonal Yolculuk
  • Ana Sayfa
  • Aktüel
  • Politika
  • Emek
  • Üniversite
  • Kadın
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Kültür&Sanat
  • Kent-Ekoloji
  • Bilim
  • Sınıfsal Bakış
  • Blog
    • Enternasyonal Yolculuk
No Result
View All Result
Gazete Yolculuk
No Result
View All Result

‘Akkuyu Nükleer Santrali, nükleer santral gibi değil apartman gibi yapılıyor’

Akkuyu Nükleer Santrali'nin inşaatında çalışan mühendisler projeye ilişkin önemli uyarılarda bulundu

21.07.2019 10:41
‘Akkuyu Nükleer Santrali, nükleer santral gibi değil apartman gibi yapılıyor’

Temeli 2015 Nisan ayında atılan ve Avrupa Parlamentosu’nun “Söz konusu ‘tehlikenin’ yalnızca Türkiye’ye değil, aynı zamanda tüm Akdeniz bölgesine karşı bir tehdit olduğu” gerekçesiyle durdurma çağrısında bulunduğu Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) çalışanı mühendisler de projeye ilişkin önemli uyarılarda bulundu.

Birgün’den Anıl Ataş’ın haberine göre zemindeki çatlakların nedeni mevcut zeminin kendi kendini taşıyamaması, temelin deniz suyu dolu olması, kullanılan dolgu malzemesinin niteliğinin belli olmaması, projenin mevcut müteahhitlerin geçmişteki “tecrübeleri” üzerinden yürüyor olması gibi sorunlara değinen mühendisler projeye ilişkin “Nükleer santral değil de bir apartman yapılıyor gibi hareket ediliyor” dedi.

Cengiz İnşaat da işin içinde 

Mersin-Akkuyu’da yapımına başlanan Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) taşıdığı olası tehditler sebebiyle uzun zamandır tepki topluyor ancak tüm tepkilere rağmen 2015 Nisan ayında temeli atıldı. Santral Rusya merkezli Rosatom şirketi tarafından yapılırken santralın deniz bölümü inşaat çalışmalarını AKP’ye yakınlığıyla bilinen Cengiz İnşaat yapıyor. Santral çalışanı mühendisler ve üst düzey yetkililer ise inşaattaki ihmaller zincirini anlattı.

Dana önce iki kere çatlak oluşmuştu

Mayıs ayında nükleer reaktörünün oturacağı temelin bazı bölümlerinde çeşitli aralıklarla iki kez çatlak oluştuğu, bu çatlakların Türkiye Atom Enerji Kurumu’nun (TAEK) müdahalesiyle giderildiği ortaya çıkmıştı. Buna göre çatlak olan bölümler tümüyle kırıldı ve yenilendi ancak tekrar çatlak oluştu. Beton kırıldı ve sorunlu bölümlerde temel yeniden atıldı.

Yeterli sayıda mühendis yok!

Çatlaklar giderilse de benzer tehlike devam ediyor. Santraldaki fiziksel ilerlemenin yüzde iki civarında olduğunu belirten çalışanlar, “Böyle bir projenin çok ciddi mühendislik ekibiyle yürütülmesi gerekiyor, yatırımcı bile olsanız projeyi her aşamada yetkin mühendis ekipleriyle kontrol etmeniz lazım. Ancak Akkuyu bünyesinde yeterli sayıda mühendis bulunmuyor, var olan mühendisler de konuya hâkim değil” uyarısında bulundu.

‘Türkiye’nin coğrafik ve yerel gerçekliğiyle örtüşmüyor’

Proje aşamasında bile sıkıntılar olduğunu söyleyen çalışanlar,

“Santralın her bir projesinin Rosatom tarafından Rusya’da projelendirildi. Teknik olarak baktığımızda bu proje Türkiye’nin coğrafik ve yerel gerçekliğiyle örtüşmüyor, tamamen kopyalanarak alınmış durumda. Yapılmak istenen santral Rusya’nın o çok soğuk hava koşullarından etkilenmemesi için dizayn edilmiş ama burada, Mersin gibi sıcak bir memlekete yapılmak isteniyor. Sadece buradan bile şunu çıkarabiliyoruz: Proje hiçbir şekilde buraya optimize edilmemiş. Bu çalışmaların tümü saha gerçeklerine göre revize edilmeli. Bu da maliyet ve zaman demek. O yüzden bunların hiçbiri yapılmıyor. Örneğin dağlardaki şev çalışmasının normalde daha yatay yapılması gerekirken maliyeti kısmak adına olması gerekenden dik yapılmış ve bu sebeple sürekli kocaman kayalar yuvarlanarak aşağı iniyor”

dedi.

‘Zemin projeye uygun değil’

Santral projesinin mevcut zemin koşullarına uygun olmadığını ve bu meselenin projedeki en önemli ihmal olduğunu belirten bir jeoloji mühendisi, zemin içerisinde boşlukların olduğunu ve zeminin santrali taşıyamayacağını söyleyerek şunları ekledi:

“Santralın yapılmak istendiği zemine bu proje hiçbir şekilde uygun değil. Zeminden alınan örneklerde zemin yapısının gevşek olduğu görülüyor. Kırıklı kayaçlar ve boşluklar nedeniyle kontrolsüz oturmalar yaşanması kaçınılmaz, ayrıca sıvılaşma riski de çok yüksek. Ve siz böyle bir zemine birinci dereceden nükleer yapı kurmaya çalışıyorsunuz. İşin üzücü yanı, bu konuda alınmış herhangi bir önlem yok. Bu durumu anlamak için inşaat sahasına girmenize bile gerek yok. Bölge zemin yapısını yol kenarındaki şevlerden görebiliyorsunuz. Santral inşaatındaki zemin yapısı da yol kenarındaki şevlerde gözlemlediğiniz kırıklardan farklı değil. Bu alanda yapılabilecek birçok düzenleme var, doğru temel çalışmasıyla santrali kurabilirsiniz evet. Her türlü zemine yapı inşa edilebilir, teknik olarak. Ancak yapılmak istenen yapının kopyala/yapıştır değil, o zemine göre revize edilmesi gerekiyor. Bunların hiçbiri yapılmıyor, çünkü projeyi revize etmeye yetkin değiller.”

‘Kaçınılmaz olarak yine aynı sonuç’

Daha öncesinde temellerde meydana gelen çatlaklar üzerinden örnek veren yetkili mühendis,

“Bu çatlakların nedeni de mevcut zeminin kendi kendini taşıyamamasından kaynaklıdır. Zemin, üstüne binen ağırlıktan dolayı hareket ediyor, bahsettiğim kontrolsüz oturmalar yaşanıyor. Dolayısıyla temelde zamanla çatlaklar oluşuyor. Daha temeli taşıyamayan zemin reaktörü nasıl taşıyacak meçhul. Bunun yanı sıra yapılan temellerden deniz suyu geliyor, yeni temeller komple deniz suyu ile dolu. Bu çok trajikomik bir durum açıkçası. Her şeye rağmen zemine uygun olmayan planı yine uygulamayı deneyecekler ve kaçınılmaz olarak yine aynı sonuçlarla karşılaşacaklar”

açıklamalarında bulundu.

‘Tek dertleri 2023’te birinci reaktörü çalıştırmak’

Normalde hazırlanan projelerin sürekli güncellenmesi gerektiğinden bahseden mühendis,

“En basit apartmanda bile proje üç, dört kere revize edilir ama böyle bir çalışma bu inşaatta hiçbir şekilde yapılmıyor. Dokümanları inceleyecek, işleyecek yetkinlikte hiçbir personel yok. Zemindeki oturmadan dolayı temel kırılıyor, kimse neden olduğuna dair yorum yapamıyor. Ve bu şekilde 2023’te birinci reaktörü çalıştırmayı planlıyorlar. Tek dertleri şu an için bu gibi görünüyor”

dedi.

‘Yapalım bir şey olmaz mantığıyla hareket ediliyor’

Temel atma öncesi yapılan dolgu çalışmasının projeye tabi olmadığını söyleyen bir başka yetkili, yapılan dolgularla ilgili hesaplamaların veya bilimsel verilerin bulunmadığını belirtti:

“Dolgu yapılmadan önce kullanılacak malzemenin uygun olup olmadığı laboratuvar koşullarında incelenmelidir, tabii ki böyle bir şey söz konusu değil. Kullanılan dolgu malzemesinin niteliği belli değil. Konuyla ilgili bilimselliğe dayanan hiçbir cevap alınamıyor. Saha içerisindeki hiçbir dolgu çalışmasında mühendislik nosyonu gözetilmemiş, ‘yapalım bir şey olmaz’ mantığıyla hareket edilmiş durumda. Projede bilimsel hesaplara göre hareket eden hiç kimse yok.”

‘Nükleer santral değil de apartman yapılıyor gibi’

Yatırımcı firmanın projesini denetleyemediğinden bahseden bir başka personel ise,

“Proje tamamıyla mevcut müteahhitlerin geçmişteki ‘tecrübeleri’ üzerinden yürüyor. Sanki bir nükleer santral yapılıyor gibi değil de bir apartman yapılıyor gibi hareket ediyorlar. Ki bir apartman inşa ederken bile çok daha ciddi bir süreç yürütülür. İçerideki süreç işte bu kadar kopuk ilerliyor”

dedi.

‘Canlı popülasyonu etkilenecek’

Akkuyu NGS’nin soğutma işlemi deniz aracılığıyla yapılacak. Konuyla ilgili konuşan bir kimya mühendisi de soğutma işleminin ardından denize boşaltılacak olan sıcak suyun bölgedeki deniz sıcaklığının artmasına yol açacağını, canlı popülasyonunun bundan etkileneceğini söyledi. Soğutma işlemi modellemelerinin çevreye olan etkilerinden bahseden mühendis, projenin deniz sıcaklığına olan etkisinden daha yıkıcı bir etkiyle karşı karşıya kalacağımızı belirtti:

“Soğutma meselesiyle ilgili deniz sıcaklığına olan etkisinden daha büyük bir problem var. Şöyle ki, bu tarz alanlarda suyun çekildiği borulara midye vs. yapışmaması adına suya klor karıştırılır. Haliyle sonrasında klor karıştırılan bu su denize geri boşaltılır. Farazi olarak konuşursak, bin 200 MW gücündeki bir reaktörü soğutabilmek için ise saatte yaklaşık 180 bin m3 su gerekir. Tesise ise bu reaktörlerden dört tane yapılması planlanıyor. Yani bu demektir ki, saatte 720 bin m3 klorlu su denize boşaltılacak. Çamaşır suyunda vs. kullanılan bu kimyasalın böylesine bir oranda Akdeniz’e boşaltıldığını düşündüğümüzde bunun ne derece yıkıcı etkileri olacağını görebiliyoruz.”

 

Etiketler: akkuyuakkuyu nükleer santraliakpcengizmanşetmersin

İlgili Gönderiler

Ziraat Bankası’ndan Simit Sarayı’nı kurtarma hamlesi
Aktüel

Ziraat Bankası’ndan Simit Sarayı’nı kurtarma hamlesi

13.12.2019 19:24
Ahmet Davutoğlu açılışı Kızıl Ordu’ya ithafen yazılan “Polyuşka Polye” ile yaptı
Aktüel

Ahmet Davutoğlu açılışı Kızıl Ordu’ya ithafen yazılan “Polyuşka Polye” ile yaptı

13.12.2019 19:08

Güncel Haberler

Ziraat Bankası’ndan Simit Sarayı’nı kurtarma hamlesi

Ahmet Davutoğlu açılışı Kızıl Ordu’ya ithafen yazılan “Polyuşka Polye” ile yaptı

Garzan Mezarlığı’nda çıkarılan 267 cenazeden 10’u 2 yıl sonra ailelerine teslim edildi

5 Haziran Diyarbakır Mitingi Katliamı davasında 3 sanığa ağırlaştırılmış müebbet

Ankara Jitem davasında sanıklar beraat etti

Başak Demirtaş’tan “görüş günü” fotoğrafı: Her şeye rağmen iyi gördüm, moralliydi, güçlüydü

Gazeteci Aziz Oruç ve 2 HDP’li tutuklandı

Koruma altındayken katledilen iki kardeşin davası ertelendi!

Hulusi Akar, Özel’e dava açmıştı: 221 emekli subay, Akar aleyhine tanıklık yapmak için başvurmuş!

Güleda Cankel’i katleden Zafer Pehlivan için istenen ceza belli oldu

Yolculuk Derleme

Herkes TC’nin Kürtleri katletmek istediğini biliyor! – Koray Düzgören

Yayılmacılığın hamleleri – Ahmet Yaşaroğlu (*)

13.12.2019 12:04

Bu ekonomiyle nereye gidilir? – Ali Rıza Güngen (*)

“Ulusal istihdam stratejisi” nasıl yenileniyor? – Erkan Aydoğanoğlu (*)

Bana her şey 90’ları hatırlatıyor – İnci Hekimoğlu (*)

Kürt yakasındaki eller – Fehim Taştekin (*)

40 yıllık ‘Yeni Türkiye’: AKP’nin arazi kavgası – Hakkı Özdal (*)

Kürtlerle Şam nereye? – Musa Özuğurlu (*)

Amerikan-İran kapışmasından Irak’a düşen – Fehim Taştekin (*)

‘Suçlu sensin’ – İnci Hekimoğlu (*)

Twitter devrimi bitti mi? – Emre Tansu Keten (*)

Gazete Yolculuk

© 2017 Yolculuk
Bu site Adali Labs tarafından tasarlanmıştır

Sayfalar

  • Künye
  • Hakkımızda
  • İletişim

bizi takip edin

No Result
View All Result
  • Aktüel
  • Dünya
  • Üniversite
  • Politika
  • Emek
  • Kadın
  • Kent-Ekoloji
  • Kültür&Sanat
  • Bilim
  • Sınıfsal Bakış
  • Yazarlar

© 2017 Yolculuk
Bu site Adali Labs tarafından tasarlanmıştır

kartal escort istanbul escort