TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nda siyasi tutsakların avukatları hakkında “it sürüsü” nitelemesinde bulunan MHP Eskişehir Milletvekili Metin Nurullah Sazak hakkında avukatlar suç duyurusunda bulundu.
Hapishanelerdeki işkence iddialarının ve hasta mahpusların kelepçeli muayene edilmesi olaylarının tartışıldığı gündemde söz alan Sazak, siyasi davalarda yargılanan sanıkların hakları konusunda diğer mahpuslara göre daha bilgili ve donanımlı olduklarından yakındı.Bunun nedeni olarak da avukatlarını gösteren Sazak, bu sanıkların “it sürüsü gibi avukatlar” tarafından savunulduğunu söyledi. Komisyondaki diğer milletvekillerinden gelen itirazlara ve sözünü geri alması, avukatlardan özür dilemesi taleplerine karşın Sazak; sözlerini geri almamakta ısrar etti.
Avukatlar suç duyurusunda bulundu
Avukatlar kendilerine yönelik bu hakaret hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Avukatlar suç duyurusu öncesinde Ankara Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. Toplumsal Hukuk, ÇHD, İHD ve ÖHD’nin Ankara şubeleri adına açıklamayı avukat Sercan Aran okudu.
“İktidar ortağı MHP’nin bir milletvekili tarafından siyasi davalarda görev üstelenen avukatlara yönelik bu ifade, biliyoruz ki sehven söylenmiş bir söz değildir” diyen Aran, MHP’li vekilin sözlerinin siyasi iktidarın savunmaya ve savunma hakkına bakışının bir ifadesi olduğunu belirtti.
Aran, “Avukatların adalet talebini, hak ve özgürlükler savunusunu, kendi çıkarlarına ve varlıklarına yönelik bir tehdit olarak algılamışlardır. Ülkemizde de savuma hakkına ve savunanlara yönelik tahammülsüzlük OHAL sürecinde çıkarılan KHK’lar ile savunma hakkını kısıtlayan hükümlerin ceza muhakemesi ve ceza infaz sistemine getirilmesiyle; iktidara muhalif kişilerin avukatlığını üstlenmiş olan onlarca meslektaşımızın fiziki saldırılara maruz kalması, gözaltına alınması, tutuklanmasıyla; duruşmalarda sözümüzün kesilmesi, varlığımızın tanınmamasıyla; adliyelere, gözaltı merkezlerine, cezaevlerine girişlerimizin ve müvekkillerimize ulaşmamızın keyfi ve sistematik biçimde engellenmesiyle; öteden beri ve artarak yaşama geçirilmektedir” dedi.
“Avukatlara ve savunma hakkına tahammülsüzlük; gerçekte demokrasiye tahammülsüzlüktür”
“Çünkü faşizan baskıcı rejimlerin yarattığı karanlık karşısında; toplumun adalet, eşitlik, özgürlük, barış ve kardeşlik özleminin hukuk ve yargı zemininde sesi, avukatlar olmaktadır. Yargının, siyasi iktidar tarafından ele geçirilip, bir zor aygıtı olarak araçsallaştırıldığı içinde bulunduğumuz süreçte; siyasi iktidar karşısında bağımsızlığını ve mesleki onurunu koruyabilmiş olan, gerçek hukuk ve adalet safında yer alan yegane yargısal özne de, avukatlardır.”
Aran, açıklamanın devamında:
“Avukatlara ve savunma hakkına tahammülsüzlük; gerçekte demokrasiye, hak ve özgürlüklere, eşitlik, barış ve kardeşlik değerlerine, bu değerlerin hukuk ve adalet zemininde savunulmasına tahammülsüzlüktür.
Avukatlara ve savunma hakkına tahammülsüzlük; adaletsizlikleri, hak ihlallerini, işkence ve kötü muamele eylemlerini gün yüzüne çıkaran, iktidarın gerçek yüzünü ve icraatlarını cesaretle ortaya seren, etkin bir hukuk ve savunma eylemine tahammülsüzlüktür.
Avukatlara ve savunma hakkına duyulan bu tahammülsüzlük; yargıç ve savcıların aksine, iktidar karşısında cübbelerimizin önünü iliklemememize; başımızı dik tutmamızı duyulan öfkenin ürünüdür. Bizler aşağıda imzası bulunan kurumlar olarak savunma hakkının savunucusu olmaya devam edeceğiz. Meslektaşlarımıza ve mesleğimize yönlen bu son saldırı karşısında suç duyurusunda bulunduğumuzu, savunmaya yönelik bu ve benzeri saldırılar son buluncaya kadar mücadele etmeye devam edeceğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız.”
